{ "title": "Akıl Hastalıkları", "image": "https://www.hasta.gen.tr/images/akil-hastaliklari.jpg", "date": "20.01.2024 03:57:18", "author": "RAMAZAN ATAY", "article": [ { "article": "
Akıl hastalıkları, Akıl hastalığı (Psikoz) ya da mental bozukluk, bireyin yaşamdaki gerçeklerle bağlantısının yok olması, kaybolmasına denilebilir. Bu akıl hastalıkları atipik davranış, sıkıntı, bilişsel işlevlerin yerine getirilememesi, sıkıntı ve maladaptif davranış olarak tanımlanan akıl sağlığı hallerinden birini ifade ettiği söylenebilir. Akıl hastalıklarında genellikle zihinsel (Bilişsel) işlevlerde ve duygulanımlarda nitelik ve nicelik sorunları vardır. Bu sorunlar genellikle bilinen faaliyetlerin bir sonucu olarak değil de karakterde bir gerilemenin gözlemlenmesiyle açıklanabilir. Akıl hastaları genellikle topluma, çevresine uyum sağlamakta sorun yaşayabilirler. Kendi kafalarında yaratmış oldukları “hasta” dünyalarında diğer insanlara karşı sanki bir yabancıymış gibi yaşarlar. Bu akıl hastalarının dünyalarını genelde algıda sorun yaşanlar yani halüsinasyon yaşayanlar ile düşünce de bozukluk yaşayanlar sabuklama ve de hezeyan doldurur.

Akıl hastalıklarından bazıları şunlardır

Şizofreni

Bir akıl hastalığı, psikozdur. Genel olarak bu hastalıkta coşku ve duygulanımda çok çabuk bir değişmeler, iniş ve çıkışlar görülür. Kara basan veya uykusuzlukla beraber oluşan uyku sorunlarının yaşanması, bir şekilde oluşan ürküntü ve korku ile kişinin çevresiyle olan bağlantısının ve etkisinin azalması ile çevreye yabancılık çekebilir. Genellikle şaşkınlık belirten, herkes tarafından yadırganan tutum, eylem ve davranışlar gerçekleştirirler. Başarısız olma, tedirginlik ve uyum yaşama sorunu oluşur. Aşırı kaygı, sıkıntı ve taşkınlıkla birlikte ilgisizlik ve isteksizlik de oluştuğu gözlemlenmiştir.

Paranoya

Oldukça önemli bir hastalık türüdür ve tedavisi edilmesi oldukça zordur. Hastanın herhangi bir durum ile olayın gelişiminden çok daha farklı bir şekilde gelişeceğini kendi içinde canlandırma ve yaşama şeklinde düşündüğü ve sonsuz sayıda çoğaltabileceği hayallerin bütünüdür.

Bu hastaların kendilerince yapmış oldukları hatalarda bile yine kendilerini suçsuz olarak görüp, suçu başkalarına attıkları sıklıkla rastlanılan bir durumdur. Kafalarında yarattıkları tehditlere olumsuz davranışlara karşı yasal mercilere de sıklıkla başvurabilirler. Başkalarına da bu içinde bulundukları durum ya da olayları onaylatma isteği ve arzusu içindedirler ve onların onaylamasını isterler. Olayların algılanması mümkün olan özelliklerini onaylatma ve canlandırma isteği duyarlar. Karakter özelliklerini tabanında gerçek durum ya da olaylara uyuşmayan, hayal edilmesi aşırı yüksek düşünceleri belirtir.

Depresyon

Rahatsızlık sırasında bireyde ruhsal bakımdan, aniden gözlemlenen sinirsel bozukluklar, aşırı ve ileri düzeyde gözlemlenen kaygı ile korku, özgüven yitirme belirtileri görülen rahatsızlık türüdür.

Fiziksel olumsuzlukları ruh ve akılsal semptomlarla ilgili, ileri düzeyde kilo kaybının gözlemlenmesi, akıl hastalıklarının vermiş olduğu mide bozuklukları sorunları, terleme ve kusmadır. İlaç tedavisi olmadan düzelme ihtimali alçak bir rahatsızlık olduğu bilinmektedir. Olumsuz bir şekilde gerçekleşen dış etkilerin oluşması rahatsızlığı etkin hale getirir ve ileri düzeyde nöbetlerin oluşmasına sebep olur.

Tedavi sürecinde hastalıklı bireyin düzelme istemiyle aynı orantılı bir şekilde gelişme ve ilerleme kaydederek artar. Kullanılan İlacın tedavi edilmesi anında, ilacın artışına bağlı olmaksızın bazı bazı nöbetler ya da ataklar oluşabilen bir hastalık çeşididir.

Hastalık Hastalığı

Herhangi bir rahatsızlığı olmadığınıçok net bilindiği halde, bireyin ileri derecede ciddi bir rahatsızlığı (Bunlar felç, kanser, kalp krizi gibi) olmasına karşı neredeyse en az 6 aylık bir süreçte kanmaları ile bu rahatsızlıkla ilgili olarak yoğun bir şekilde korku yaşadığı gözlemlenmiştir.

Hastalar bedenlerinin bazı bölgeleri ile yerlerinde bir sorun, bir ağrı bir bozukluk olup olmadığını anlamaları için sürekli kendilerine dokunabilirler ve kontrol edebilirler. Nabızlarını yoklayabilirler. Vücutlarının belirli yerlerinde oluşan en ufak bir ağrıya ve zedelenmeye karşı oldukça dikkat ederler.

Tıp bilgilerini anlatan programları ve kullanılması gerekli olan ilaçları büyük bir ilgiyle takip etmeleri oldukça sık görülen bir olaydır. Bu bireyler rahatsızlıkları hakkında özellikle hekimlerle neredeyse hastalıklar konusunda kimin daha bilgili olduğuna dair yarışmaya bile girebilirler. Kendilerini çevreleri tarafından bir psikiyatriste yönlendirildiğinde ise olayın psikolojik yanını reddedip fiziksel bir rahatsızlık olduğu konusunda ısrarcı davranırlar. Bu durumu kanıtlamak için ise birçok Uzman hekimi dolaşıp gereksiz bir şekilde kendilerini maddi anlamda masraflara sokmaları oldukça yaygındır.

Bu hastalar kendilerini, Uzman hekimlerin vermiş olduğu güvenceyle kısa bir süre avutabilirler. Tam rahatladıklarını düşünseler ya da öyle görünseler bile çok kısa bir süre sonrasında ise tekrardan başa dönüp doktor doktor gezmeye başlayabilir. Bu bireyler doğrudan, ilk gittikleri yer olarak psikiyatriyi tercih ettikleri neredeyse yok denecek miktarda az olmuştur. Psikiyatrinin tedavisi çok zor olan hastalıklarından sayılabilir. Hasta tedavi sürecinde sıklıkla direnç gösterirler. Tedavide başarılı olma ihtimalinin artması için ilaç tedavisine, grup terapisi ve bireysel psikoterapi ile kullanılması gerekir. Hastanın bu şekilde kendisinin düzelmesi hakkında doğru bir adım atmış olacaktır. Bunun içinde kesinlikle hastalıklı bireyin psikiyatrist veya psikoloğuyla çok anlamlı bir etkileşim kurması ve düzenli bir ilişki oluşması şarttır diyebiliriz. Hastanın artık doktorları gezme durumunu bırakmış olması, bir iş ile uğraş bulması durumu, dikkatinin büyük birçoğunu gündelik hayat sıkıntılarına yöneltmesi hakkında ortak bir düşünce birliğine varılması şarttır.

Sonuç olarak istenilen bir terapi ile bu bireylerin yaklaşık olarak üçte birine yakının ileri bir düzeyde gerçekleşen iyileşmelerin gözlemlendiği görülmüştür.
" } ] }