{ "title": "Yemek Yiyememe Hastalığı", "image": "https://www.hasta.gen.tr/images/yemek-yiyememe-hastaligi.jpg", "date": "20.01.2024 08:17:10", "author": "Ahmet BOZBIYIK", "article": [ { "article": "Yemek Yememe Hastalığı, diğer bir adı ile anoreksiya nervoza, genellikle genç bayanlarda görülen çok az yemek yeme ve az uyuma durumlara rağmen çok hareketli olmakla beliren bir psikolojik rahatsızlıktır. Yemek yememe hastalığı özellikle ergenlik dönemindeki genç kişilerde, az da olsa orta yaşlı insanlarda da başlayabilir. Kısaca bu hastalık zayıflama isteği olan her insanda oluşabilir. Psikolojik bir rahatsızlık olan bu hastalık insanın aşırı şişmanladığı hissine varıp rejim yapmaya başlaması ile belirir ve iştahsızlık sorunlarına yol açarak aşırı zayıflığa neden olur. Günümüzde sık rastlanan bu hastalığın sadece bayramlarda değil erkeklerde de görülmesi mümkündür. Önemli bir hastalık gibi görünmeyen yemek yememe hastalığı tedavisi zor olan durumlarda hayati tehlikeye neden olabilen ruhsal kaynaklı bir hastalıktır. Bu hastalığı yaşayan kişiler kontrolünü kaybederek yemek yedikleri zaman hemen ardından yediklerini kusarak çıkarırlar ve aldıkları gıdaların kilo yapmasını engellemek amacı ile ishal yapıcı ve su atıcı ilaçlara da başvurabilirler.

Yemek yememe hastalığının belirtileri nelerdir?
Yemek yememe hastalığı neden olur?

Bu hastalığın kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Fakat bu hastalığı yaşayanların yaş ortalamasına bakıldığında hastanın ergenlik döneminde yaşanan değişimlere uyum sağlayamaması ve bu dönemde ortaya çıkan sorunları kaldıramamasından kaynaklanabilir. Bu hastalığın daha çok kadınlarda görünmesinin nedeni kadınlık psikolojisinden kaynaklanmaktadır.

Hastalarda meydana gelen metabolik ve fizyolojik değişiklikler

Hastaların bu değişiklikleri çıkartma davranışlarına ve açlık durumlarına bağlı olarak değişebilir. Yemek yememe hastası olan kişilerin kan tahlillerinde bozukluklar görülebilir. Yedikleri besinleri çıkarttıklarından dolayı potasyum düzeyleri gelişir ve bu durum kalp sağlığı açısından sorun olabilir. Elektrolit bozukluğu olan hastalarda aşırı uyuma isteği, kalp ritminin düzensiz olması ve halsizlik gibi durumlar görülebilir. Kalp ritminin bozulması hastanın ani ölümüne neden olabilir. Hastalarda bu durumların yanı sıra diş çürümeleri, vücutta tüylenme, osteoporoz, cildin nemini kaybetmesi, kabızlık, beden ısısının düşmesi, karaciğerde yağlanma ve serum kolesterol düzeylerinin yükselmesi gibi değişiklikler görülebilir.

Yemek yememe hastaları nasıl fark edilir?

Bu hastalar genellikle yemek yedikten sonra kendilerini suçlu hissederek depresyon durumu yaşarlar. Bazı hastalar ise ishal yapıcı ilaçlar kullanarak uzun süre aç kalmayı alışkanlık haline getirirler. Yemek yememe hastalığı olanlarda kilo alıp vermeler sık görülür ve hastaların ellerinde kusmanın neden olduğu döküntüler görülebilir. Hastaların bazıları iştahlarını azaltmak için uyarıcı maddeleri kötü amaçlı kullanabilirler. Bu hastalığı yaşayanların çoğu düzenli yemek yemeyip tokluk hissetme zorluğu çekerler ve toplum içinde yemek yememeyi istemeyerek tek başına yemek yemeyi seçerler. Çoğu kişi normal ağırlıkta olmasına rağmen daha alt kiloya inmek ihtiyacı hissederler, bazı hastaların ise kendine olan güveni zayıftır ve şaka kaldırmayacak kadar sinirlilik gösterirler. Madde ve alkol kullanabilen hastaların bazı davranışları ise hırsızlık yapma boyutuna kadar ulaşabilir.

Hastalığın tedavisi nasıl yapılır?

Hastalığın tedavisi psikiyatri uzmanlarının yardımıyla hastanın durumuna göre iç hastalıkları, kadın doğum veya diğer tıp alanları ile hareket edilerek yapılmalıdır. Bu hastalığa bir tek tedavi yöntemi uygulamaktan ziyade birçok yöntemler bir araya getirilerek hastaya yardımcı olmak daha doğru olur. Hastalıkta psikiyatri uzmanları vazgeçilmez bir seçenek olmalıdır ve gerekirse kişinin ailesi de tedaviye katılmalıdır. Tedavideki ilk amaç özellikle tedavi olmak istemeyen kişilerin tedaviye ikna olmasını sağlamaktır.

Yemek yememe hastalığının kesin olarak bir ilaç tedavisi yoktur. Çünkü bu hastalıkta asıl tedavi yöntemi psikoterapi olmalıdır. İlaçlar bu hastalıkta yalnızca hastanın iyileşmesine yardımcı olmak için kullanılır. Fakat son dönemlerde bazı uygulanan yeni ilaçların yararı yüksek oran da artmıştır. Bu ilaçlar uygun süre ve dozda kullanıldığı taktirde hastanın iyileşmesinde katkıları oldukça büyüktür. Bu hastalıkta kullanılacak olan ilaçları psikiyatrlar, iç hastalıkları uzmanları, fizik tedavi uzmanları ve kadın doğum uzmanları belirlemelidir. Bazı hastalarda ise hastanın durumuna göre yatarak tedavide uygulanabilir. Genellikle hastalığı ilerlemiş kişilerde hastane yatışı zorunlu olmalıdır. Aşırı ve çok fazla kilo kaybeden kişiler, kusması durdurulamayan hastalar, daha önce ilaçla veya psikolojik destek ile iyileşme sağlanmamış olan hastalar ve bu hastalığın dışında kişide başka psikolojik rahatsızlıkların da olması gibi durumlar hastanın yatarak tedavi olmasını gerektirmektedir. Hastalar hastaneden çıktıktan sonra ise uzun bir süre takip edilmeli ve bu takip süresi boyunca psikoterapileri ve aile tedavileri uygulanmaya devam edilmelidir.
" } ] }