Alaca (Vitiligo) Hastalığı.Alaca hastalığı ya da tıptaki adı ile vitiligo derinin dış kısmının renk kaybına uğramasıyla oluşan beyaz plaklarla seyreden bir deri hastalığıdır. Bu hastalığın oluşmasında pigment kaybı etkilidir. Vücudumuzda deri üstlerinde pigment üretmekte olan ve deriye rengini veren melanosit hücreleri bulunmaktadır. Çeşitli nedenlerden ötürü, bu melanositlerin tahrip olması sonucu, pigment üretilemez olur. Pigment eksikliği sonucu deride, dağınık ve yamaya benzeyen sınırları belli olan beyaz lekeler oluşur. Bu süt kadar bariz bir beyazlıktır. Bu lekelerin büyüklükleri değişik olabilir ancak nokta kadar ya da 2-3 madeni para büyüklüğünde olanları da vardır. Bu yolla derinin üstünde oluşan rahatsızlığa vitiligo ya da alaca hastalığı denmektedir. Beden de ise bu sıkıntıdan en çok etkilenen organlar genellikle el, kol, bacak, yüzdür. Genital kısımda da görülme derecesi fazladır. Bir toplumda her yüz kişiden ortalama 1.5'inde vitiligo hastalığı çıkma olasılığı yüksektir. Kalıtsal sebeplerin bu hastalığın ortaya çıkmasında tesiri olduğunu söylemek mümkün bir durumdur.

Ayrıca alaca hastalığının meydana gelmesinde ya da daha da şiddetlenmesinde tesiri olan bazı sebepler vardır. Güneş yanıkları ve stres gibi bazı etkiler ve çarpma gibi etkenler bu rahatsızlıkta aktif rol oynamaktadır. Tabi ki kalıtsal etkenleri de yok saymamak gerekir. Aile içinde bu rahatsızlığın olması da oldukça önemli bir risk faktörüdür. Vitiligonun ya da alaca hastalığının işaretleri ise deride görülen ve yamaya benzeyen beyaz lekelerdir. Bu lekeler süt beyazı gibidir. Bazı durumlarda, cildin tamamı beyazlamaktadır. Koyu tenli kişilerin rahatlıkla fark ettiği bu sıkıntı, açık tenli kişilerin de güneşte bronzlaşması sonucu dikkat çekecek düzeye erişir. Alaca hastalığın şiddeti ve seyri herkeste aynı olmayabilir. Lekelerin olduğu bölgelerde bazı esmerlikler görülebilir. Bunun nedeni ise hala o alanda bir miktar pigment olmasından ötürüdür. Vitiligolu da alacalı kişilerde pigment kaybı, hastalık durumu ortaya çıktıktan kısa bir süre sonra durmaktadır. Daha sonra tekrar pigment kaybı ortaya çıkabilir ve bu şekilde devam etmektedir. Vitiligo hastalığı ya da alaca hastalığı her 100 kişiden 1 ya da 2 kişide görülebilmektedir. Hastalığın görüldüğü bireylerin yarısı 20 yaş öncesinden tesirlerine maruz kalıyor. Bazı durumlarda ise bağışıklık sisteminin kendi pigmentlerine yönelik antikor oluşturmasından dolayı da görülebiliyor.

Tedavide en kesin amaç melanosit hücrelerinin çalışmasının normal haline dönmesini sağlamaktır. Bunun için bazı ilaç ve kremler kullanılması gerekiyor. Ancak son dönemlerde uygulanan en etkili yöntemi bölgesel ultraviyole ışık tedavisidir. Bu yeni ve gelişmiş bir tekniktir. Böylece bedenin diğer kısımlarında oluşacak yan etkilerden korunması amaçlanmaktadır. En az 10 seansta bu rahatsızlığa sonuç alınması mümkündür. Bu seansların sonunda hasta gündelik hayatını sürdürebilir. Ancak yüze uygulandığı zamanlarda dikkat edilmesi gerekir. Çeşitli yan etkiler oluşabilir. Ayrıca bazı ilaçlarla hastalığın ilerlediği zamanlarda, olmadığı kısımların da renginin açılarak, hastanın derisinin görünümü normal haline getirilmeye çalışılır. Vitiligo hastalarının güneşe dikkat etmesi gerekmektedir. Güneşe çıkarken yüksek koruyucu etkenlere sahip kremler kullanılmalıdır. Çünkü vitiligolu kişilerde güneşe karşı savunma mekanizması zayıf kalmıştır.