Çiçek hastalığı, her yaş ve cinsiyetteki canlıları etkileyebilen, ateşli ve bulaşıcı bir hastalıktır. Küçük kızarıklıklarla başlar ve ardından bu kızarıklıkların ortasında su dolu kabarcıklar oluşur, daha sonra bu kabarcıklar iltihaplanır. Tarih boyunca çocuklarda daha sık görülen bu hastalık, günümüzde çiçek aşısı ve koruyucu yöntemlerin geliştirilmesiyle daha nadir hale gelmiştir. Geçmişte, çiçek hastalığı korkutucu ve ölümcül bir hastalık olarak bilinir ve genellikle ağır geçerdi. Yüksek ateş ve virüsün etkisi nedeniyle ölümler yaşanmıştır. Günümüzde bu durum büyük ölçüde kontrol altına alınmış olsa da, hastalıkla karşılaşma olasılığı tamamen ortadan kalkmamıştır. Hastalık, hafif ateş ve ciltte kızarıklıklar şeklinde belirtiler gösterir, ancak eskiden olduğu kadar ağır seyretmez.

Çiçek virüsü insan vücuduna girdikten yaklaşık bir hafta sonra belirtilerini göstermeye başlar. Bu belirtiler arasında üşüme, ani ateş yükselmeleri, vücutta ağrılar, halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık ve yiyeceklerden tat alamama yer alır. Bu belirtiler bazen hafif geçebilir, bunun nedeni çiçek aşısıdır. Gün geçtikçe hastanın karın, koltuk altı ve sırt bölgelerinde kaşıntı ile başlayan küçük kızarıklıklar oluşur. Daha sonra bu kızarıklıklar yüz, el ve ayak bölgelerine yayılır. Bu lekeler su dolu, iri sivilceler halini alır ve zamanla irine dönüşür. Hastalığın bu aşamasında hasta kendini ilk günlere göre daha iyi hisseder, ancak lekeler daha belirgin hale gelir. Göz içinde, saç diplerinde ve ağız içinde de görülebilir. Çiçek aşısı olmamış ve gerekli önlemleri almamış kişilerde hastalık daha ağır geçer; lekelerden kan akmaya başlar ve mora çalan bir renk alır. Bu durumda vücuttaki virüs, kişinin zehirlenmiş olabileceğini gösterir ve hayati tehlikenin işaretidir. Mutlaka bir uzmana başvurmak gerekir.

Çiçek hastalığı bir hafta ile on gün arasında devam eder ve sonrasında iyileşmeler görülür. Çiçek hastalığı sırasında oluşan lekelere kesinlikle dokunulmamalıdır; ne kadar ızdırap verse de kaşıma yapılmamalıdır. Çünkü çiçek lekeleri iz bırakır ve kaşıdığınız takdirde daha çok yayılır ve cildinizde çukurlar açılabilir. Bir haftanın sonunda lekeler kabuk bağlayıp kendiliğinden dökülecektir. Çiçek hastalığı ciddiye alınmaz ve gerekli tedaviler yapılmazsa, kana bulaşan virüs insanı zehirleyebilir, sağırlığa veya felce neden olabilir.

Çiçek hastalığına yakalanmış bir kişi mutlaka izole edilmelidir. Hasta odasına, hasta ile ilgilenen kişiden başkası girmemelidir. Hastaya bakan kişi, mümkünse maske ve eldiven kullanmalıdır. Hastanın kullandığı tüm eşyalar temiz tutulmalı ve başkaları ile temas ettirilmemelidir. Beslenmeye özen gösterilmeli, bol sulu ve besleyici yiyecekler verilmelidir. Mutlaka doktora başvurulmalı ve hastalığın ilerlemesini kontrol altına almak için gerekli ilaçlar ve merhemler temin edilmelidir. Çiçek virüsü tamamen veya aniden geçebilecek bir hastalık olmasa da, ilaçlar kalp damarlarını güçlendirmeye ve zehirlenmelere karşı önlem almaya yardımcı olur. Lekelere sürülecek kremler veya merhemler, kaşıntıyı hafifletir ve lekelerin yayılmasını ya da iz bırakmasını engeller.

Öncelikle çiçek hastası kişilerden kesinlikle uzak durulmalıdır. Hastanın kullandığı eşyalar sıkça temizlenmeli ve hastalıktan sonra elden çıkarılmalıdır. Hasta olan kişi, başkalarına bu virüsü bulaştırmamak için mutlaka ayrı bir yerde kalmalı ve hastalık sona erdiğinde üst üste birkaç kez sıcak duş almalıdır. Çiçek hastalığından korunmanın en önemli yöntemi çiçek aşısıdır. Çiçek aşısı olan bir kişide çiçek hastalığı görülmez veya hafif atlatılır; kişi bunu herhangi bir soğuk algınlığı gibi kısa sürede atlatabilir.