İnsan vücudunun ortalama sıcaklığı 37 derecedir. Vücut sıcaklığı 35 derecenin altına düştüğünde hipotermi (aşırı üşüme), 40 derecenin üzerine çıktığında ise hipertermi (aşırı ısınma) olarak adlandırılan durumlar ortaya çıkar. Terleme, vücudun termostat etkisiyle sıcaklığını 37 derecede tutmasına yardımcı olur. Normal şartlarda sıcaklık farkı bir derece artar ya da azalır; eğer bu fark daha fazla artar ya da azalırsa sorun var demektir.

Günlük yaşamda terleme, metrekare başına saniyede bir milimetrekare olarak gerçekleşir. Bu değer, bazı iç ve dış etkenlerin etkisiyle 20 ila 40 kat arasında değişebilir. İç etkenler, terleyen kişinin kan değerlerindeki anormal durumlardan kaynaklanırken, dış etkenler klimalı ortamlar, sportif faaliyetler, günlük aktivite yoğunluğu, stres, korku, heyecan, gülme ve ağlama gibi durumlardan kaynaklanır. Bu kadar fazla terlemenin normal seviyelerde kalabilmesi için vücudun su stoklarının takviye edilmesi gerekir.

Terleme, vücuttaki oksidasyon sonucu oluşmuş çeşitli toksinler ve tuzların terleme portlarından dışarı atılmasını sağlar. Terleme hastalığı, normalden fazla terleme olarak bilinen hiperhidroz ile ilişkilidir. Hasta kendi imkanları ile terleme miktarını azaltabilir fakat tamamen bitiremez.

İnsan vücudunda terleme görevini iki çeşit ter bezi yerine getirir: ekrin ve apokrin bezler. Ekrin bezler, vücudun tüm yüzeyine yayılmıştır ve özellikle el içleri ile ayak tabanlarında daha fazladır. Apokrin bezler ise daha çok koltuk altları, bacak arası, ense ve göğüs arasında bulunur.

Hastalığın tedavisinde ilk aşama, terlemeye yol açan nedenlerin araştırılmasıdır. Nedenler ortadan kalkarsa hastalık da ortadan kalkar. Hasta öncelikle kalın ve koyu giysileri terk ederek ince ve açık kıyafetler giymelidir. İlaç ve psikoterapi oldukça etkili yöntemlerdir. Ayrıca iyontoforez (hafif elektrik etkisi ile yapılan bir çeşit cilt kalınlaştırma işlemi) de kullanılabilir. Bu işlemde, uzman bir görevli tarafından özel bir ortamda el ve ayaklara bir miktar elektrik verilir. İlk seanslarda sonuç alınmasa da birkaç seans sonunda gözle görülür iyileşme sağlanabilir.

Cerrahi tedavi, ellerde ve yüzde meydana gelen terlemenin tedavisi için tercih edilen bir yöntemdir. Cerrahi müdahale ile hastanın koltuk altından girilerek ellere ve yüze giden sinirler belirli usullerle kesilerek sonuca ulaşılır. Koltuk altı terlemesinde ise koltuk altı bezleri cerrahi müdahale ile alınır. Ancak cerrahi tedavi en son çare olmalıdır.

Ter çıkışlarının engellenmesi için deri altına enjekte edilen botoks, daha çok koltuk altı terlemeleri için tercih edilmekle birlikte el ve ayak terlemelerinde de uygulanabilir. Bu işlem, hastanın durumuna göre yarım saate kadar sürebilen bir uygulamadır. Öncelikle hastanın şikayetçi olduğu bölgede ter bezi olup olmadığı kontrol edilir. Bunun için terleyen bölgelere iyot solüsyonu sürülerek bir süre beklenir, ardından nişasta sürüldüğünde eğer koyu bir morluk oluşursa o bölgede yoğun ter bezi var demektir. Morluğun derecesi uzman görevli tarafından belirlenir ve yoğunluğa göre botoks uygulanır. Bu tedavi biraz rahatsız edici olsa da günümüzde oldukça yaygın kullanılan bir yöntemdir.